BAKAN ÖZER, OSMANİYE'DE AFET KOORDİNASYON TOPLANTISINA KATILDI  
BAKAN ÖZER, OSMANİYE'DE AFET KOORDİNASYON TOPLANTISINA KATILDI

BAKAN ÖZER, OSMANİYE'DE AFET KOORDİNASYON TOPLANTISINA KATILDI

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, incelemelerde bulunmak üzere gittiği Osmaniye'de afet koordinasyon toplantısına katıldı.

Bakan Mahmut Özer, Osmaniye İL AFAD Merkezinde gerçekleştirilen afet koordinasyon toplantısına katıldı. Özer'in başkanlığını yaptığı toplantıda Osmaniye Valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay Uzun, Osmaniye Millî Eğitim Müdürü Aydın Albak ve ilçe millî eğitim müdürleri hazır bulundu.
 
Özer, toplantıda Osmaniye'deki son durum ve devam eden çalışmalarla ilgili bilgi aldı, planlamaları kapsamlı bir şekilde değerlendirdi.
 
Özer burada yaptığı açıklamada, bölgede normalleşme adına gelinen noktanın son derece sevindirici olduğunu ifade etti. "6 Şubat depreminden sonra Millî Eğitim Bakanlığı olarak eğitimi normalleştirmek için gerçekten çok büyük özen gösterdik diyen Bakan Özer, "Tüm arkadaşlarımız, ilk günden itibaren Bakanlığımızın tüm bürokratları, genel müdürleri, bakan yardımcılarımız sahada oldu. Yine diğer illerden gelen il millî eğitim müdürlerimiz, eşleşen il millî eğitim müdürlerimiz, ilçe müdürlerimiz, okul müdürlerimiz el birliğiyle süreci başarılı bir şekilde yönetmek için ellerinden gelen çabayı sarf etti. Bir taraftan vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu yemek, ekmek, su gibi gıda ihtiyaçlarını karşılarken diğer taraftan barınmayla ilgili her türlü destekleri Bakanlık olarak verdik." diye konuştu.
 
Depremin ilk günlerinde yaklaşık 465 bin vatandaşın Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul, yurt ve öğretmenevlerinde barındığını tekrar belirten Özer, deprem bölgesindeki eğitim öğretimi hızlı bir şekilde normalleştirmek için üç kademeli bir sistematik üzerinden ilerlendiğini anımsattı.
 
Bu sistematikteki en temel ana unsurun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sağlam raporu verilmeyen hiçbir okulda eğitim öğretime başlanmaması olduğunu dile getiren Özer, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kapsamda 1 Mart tarihinde Kilis, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerimizi normalleştirdik. 13 Mart tarihi itibarıyla Gaziantep, bugün bulunduğumuz Osmaniye ilimiz ve Adana'da eğitimi normalleştirdik. 27 Mart itibarıyla da geri kalan dört ilimizde belirlenen ilçelerde eğitimi normalleştirdik. Yaklaşık bugün itibarıyla 18 buçuk milyon öğrencimiz artık normal bir şekilde eğitim öğretimlerine devam ediyorlar. Tabii, burada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sağlam raporu verilen okullarda eğitim öğretime devam ettiğimiz için mutlaka ikili eğitimler ortaya çıktı. Taşımalı eğitimler ortaya çıktı çünkü burada önemli olan çocuklarımızın güvenli bir ortamda eğitim ve öğretime devam etmeleriydi. Bakanlık olarak da taşımalı eğitimi maksimum kullanarak, öğrencilerimizi ücretsiz bir şekilde bulundukları çadır bölgelerinden, konteyner bölgelerinden veya kendi kalıcı evlerinden taşıyarak ücretsiz bir şekilde ve öğle yemeklerini yedirerek çocuklarımızı tekrar ders bitiminde evlerine taşımayı gerçekleştirdik."
 
30 milyona yakın kitap ve yardımcı kaynak bölgedeki öğrencilere ulaştı
Söz konusu 10 ilde Bakanlığın tüm imkânlarının sahada aktif olarak kullanıldığına işaret eden Bakan Özer, 10 ilde öğrencilerin kitap ihtiyacını karşılamak için tüm kitapların tekrar ulaştırıldığını, böylece 30 milyona yakın kitabın ve yardımcı kaynağın bölgedeki öğrencilere verildiğini söyledi.
 
Özer şunları kaydetti: "Yine bu on ilden 71 ile naklini yaptıran öğrencilerimizin de tüm kitap ihtiyaçlarını, kırtasiye ihtiyaçlarını, çanta ihtiyaçlarını karşıladık. Bu süreçte özellikle 8 ve 12. sınıf öğrencilerimize ayrı bir ihtimam gösterdik çünkü o öğrencilerimiz, 4 Haziran ve 17-18 Haziran'da LGS ve YKS sınavlarına gireceklerdi. En fazla kaygıyı duyan öğrencilerimiz de o öğrencilerimizdi. Onun için öncelikli olarak ikinci dönem konularını hem LGS'den hem de YKS'de sınav kapsamından çıkardık. Daha sonra devam mecburiyetini kaldırdık ve tüm illerimizde, eğitim ve öğretimi başlattığımız illerimizin tamamında bu gruba giren öğrencilerimizi özel bir şekilde bu sınavlara hazırlayabilmek için 3 bin 205 noktada destekleme ve yetiştirme kursu açtık. Yaklaşık 130 bin 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencimize Bakanlığımız tarafından, Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 81 ildeki ölçme değerlendirme merkezlerindeki uzman öğretmenlerimiz bölgeye gelerek bu öğrencilerimizin hazırlanmasına büyük emek sarf etti."
 
Bu kapsamda eğitim çadırlarının ve konteyner eğitim birimlerinin yaygınlaşması bağlamında İçişleri Bakanlığı ile AFAD Başkanlığından büyük destek görüldüğünü bildiren Bakan Özer, "Kıymetli Bakanım Süleyman Soylu'ya ve AFAD Başkanımız Yunus Sezer'e çok teşekkür ediyorum. Yine Millî Savunma Bakanlığımızla yepyeni bir açılım yaptık. Millî Savunma Bakanlığımızla birlikte Mehmetçik Okullarını yürürlüğe soktuk. Mehmetçik Okullarında okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise LGS ve YKS hazırlık kurslarıyla ilgili çok önemli sayıda bölgede Mehmetçik Okullarını açtık. Kıymetli Bakanım Hulusi Akar'a ve tüm komutanlarımıza vermiş oldukları desteklerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Yakın zamanda, inşallah, Kırıkhan'da ve İskenderun'da 7 Nisan tarihi itibarıyla da 4 bin öğrenci ve öğretmenin barınabileceği, LGS ve YKS kurslarına hazırlanmayla ilgili çok nitelikli, donanımlı eğitim kampüsleri devreye girecek." bilgisini paylaştı.
 
İlk kez gemide öğrencilerimizi LGS ve YKS'ye hazırlamak için ortam kullanmaya başladık
"Yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez Bakanımıza çok teşekkür ediyorum." diyen Özer, "İskenderun'daki 2 gemiyi öğrencilerimizin, ağırlıklı olarak öğrenci ve öğretmenlerimizin hizmetinde kullanmak için tashih ettirdi. İlk kez de biz gemide öğrencilerimizi LGS ve YKS'ye hazırlamak için o ortamları kullanmaya başladık. Yani Millî Eğitim Bakanlığı, eğitimin normalleşmesi için her türlü ortamı, her yeri kullanarak hayatın normalleşmesiyle ilgili her türlü fırsatı kullandı. Gerçekten ilkemiz de 'her yerde ve her şartta eğitime devam' mottosuydu. Bu çerçevede tüm çalışmalarımızı şekillendirdik." ifadesini kullandı.
 
Özer sözlerini şöyle sürdürdü: "Çadırlardan konteynerlere geçildikçe bu on ilimizde, konteynerlerdeki çocukların okuldan sonra öğrendiklerini tekrarlayabilme imkânı sağlamak için de tüm konteynerlere Bakanlık olarak televizyon kurulumuna başladık. Böylece TRT EBA'yı çocuklarımız izleyebilecekti. Bu kapsamda da şu ana kadar 16 bin 560 adet televizyon kurulumunu sağlamış bulunuyoruz. Tabii, burada tüm bu adımlar, bu on ilimizden 71 ile giden nakil olan öğrencilerimizin tersine nakil, tersine göç hareketini başlattı. Buradaki eğitim öğretim normalleştikçe, yani hayatın olağan akışı arttıkça ve yaygınlaştıkça diğer illere nakillerini almış olan öğrencilerimiz de buraya dönmeye başladılar. Bugün itibarıyla 25 bin 883 öğrencimiz diğer illerden bu illerimize geri dönmeye başladı. Bu, çok sevindirici gerçekten... Umut ediyoruz ki tam kapasiteyle okullarımız devreye girdiği zaman, inşallah, o giden tüm öğrencilerimiz tekrar bölgeye gelirler. Tekrar bölge eski günlerinde olduğu gibi, 6 Şubat depreminden önce olduğu gibi normal yaşayışına devam eder."
 
Eğitim çağı nüfusuna söz konusu imkânlar sağlanmaya devam ederken, Bakanlık olarak bir diğer önemsenen konunun da yetişkinlere yönelik olduğunu söyleyen Özer, "Yetişkinlere yönelik de halk eğitim merkezleri üzerinden kurslarımızı yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Yani yetişkin vatandaşlarımızı da desteklemek için Bakanlığımızın her türlü imkânını seferber ettik. Bu kapsamda çok kısa sürede 11 bin 286 kurs açtık ve bu kurslardan da 155 bin 405 vatandaşımız yararlandı. Amacımız; çadırsa çadırda, konteynerde, hangi ortam varsa o ortamda vatandaşlarımızın özellikle depremin travmasını atlatmalarını ve ihtiyaç duydukları ürünleri de kendi elleriyle üretmelerine katkı verecek kurslara ağırlık vermek. İnşallah, bunu da çok yaygınlaştırarak desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
 
Özer konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Yine bölgede hastanelerimizde, 110'un üzerinde hastanede eğitim birimleri açtık, sınıflar açtık. Orada da sadece tedavi gören öğrencilerimize değil, aynı zamanda hastanede 7/14 çalışan sağlık personelinin çocuklarına da eğitime devam etme imkanı sağladık. Bir de bu 3 bin 205 destekleme yetiştirme kursunun haricinde yaklaşık 2 bin 26 noktada da çadır veya konteynerde, okul öncesinden liseye kadar tüm eğitim kademelerinde eğitim verebilme imkânı sağladık. Bunun yaklaşık 100'ü özel eğitim ihtiyacı duyan öğrencilerimize yönelik olarak düzenlemiş olduğumuz özel eğitim eğitimleriydi. Gerçekten bu süreçte çok dinamik bir şekilde tepki üreten Millî Eğitim Bakanlığımızın tüm personeline, tüm yönetici kadrosuna, kahraman il millî eğitim müdürlerimize, ilçe millî eğitim müdürlerimize, okul müdürlerimize, her zaman olağanüstü durumda fedakârlık gerektiği zaman devletinin ve milletinin yanında duran o kıymetli öğretmenlerimize en içten şükranlarımı sunuyorum. Nasıl o covid-19 salgınında vefa gruplarında fedakar bir şekilde öğretmenlerimiz çalıştıysa bugün de 6 Şubat depreminden sonra sahaya intikal ederek yaraları sarmaya, vatandaşımızın derdiyle hemhâl olmaya, onu çözmek için çırpınmaya gayret ettiler ve hâlâ da devam ediyorlar. Sahada 40 binin üzerinde gönüllü öğretmenimiz hâlâ vatandaşımızın yaralarını sarmaya devam ediyor. Hayatın normalleşmesi için çaba sarf ediyor. Bir kez daha bu depremde kaybettiğimiz canlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabrıcemil diliyorum. Bugün de Adana'da dört canımızı, o yiğit öğretmenlerimizi kaybettik. Bugün öğle namazını müteakip de cenazelerine katıldık. O öğretmenlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabrıcemil diliyorum. Eğitim camiamızın başı sağ olsun. Hepinize teşekkür ediyorum."

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.